Euro

48,3622

Dolar

41,7954

Altın

5.500,40

  • Ekleme: 07.10.2025 12:01 Güncelleme: 07.10.2025 16:04

İmarın ve inşanın kıymeti

“O, sizi topraktan yarattı ve yeryüzünü imar etmenizi istedi.”
(Kur’an-ı Kerim, Hud Suresi 61. Ayet)

İnsan, yeryüzüne sadece yaşamak için değil; orayı imar etmek, güzelleştirmek, yaşanabilir kılmak için gönderildi. Bu ilahi emanet, tüm insanlığa verilmişse de, özellikle Müslüman toplumlar bu sorumluluğun ağırlığını taşımak zorundadır. Ne zaman ki bu sorumluluk hakkıyla yerine getirilmiş, o zaman dünyaya adalet, barış ve ilim hâkim olmuştur. Ne zaman ki bu görev ihmal edilmiş, işte o zaman zelil ve aciz durumlara düşülmüştür.

Tarih, bu hakikatin canlı şahididir. Osmanlı, Selçuklu, Emevî ve Abbâsî medeniyetleri bu sorumluluğu üstlenip yeryüzünü adaletle imar ettiklerinde, sadece İslam coğrafyasını değil, tüm dünyayı etkileyen büyük bir medeniyet doğmuştu. Bugün ise aynı coğrafyada, Filistin, Suriye, Irak, Yemen ve Lübnan gibi ülkeler savaş ve yıkımla anılıyor. Bu zıtlık, üzerinde derin düşünülmesi gereken bir çelişkidir.

Öte yandan, bazı zengin İslam ülkeleri yüksek katlı binalar, denizin içine kurulan yapay adalar, lüks tatil köyleri ve milyonlarca dolarlık saraylar inşa ediyor. Ancak ne yazık ki bu inşalar; üretim, teknoloji ya da ilimle değil, sadece gösterişle dolu. Sanayi, bilim, savunma ya da ulaşım alanında bir çivi dahi üretmeyen toplumlar, Batı’nın futbol kulüplerine, villalarına ve modasına milyarlar harcıyor. Oysa bu servet, yeryüzünde başka hiçbir millete nasip olmamış kadar büyük bir nimettir.

Allah Teâlâ bu zenginliği İslam toplumlarına bir emanet olarak verdi. Fakat bu nimetin hakkı verilmediğinde, nimet musibete dönüşüyor. Bugün, İsrail’in savaş uçakları Katar semalarında dolaşıp, barış görüşmesi yapan Hamas yetkililerine saldırabiliyorsa, ve Katar’ın hava savunma sistemleri tek bir adım atmıyorsa, bunun sebebi sadece teknik bir zafiyet değil, stratejik bir körlüktür. Çünkü o sistemler, dostu ve düşmanı Batı’nın tanımıyla ayırt etmektedir. Eğer bu coğrafya, teknolojiyi ve savunma sanayisini kendi eliyle inşa etseydi, bu acziyeti yaşamazdı.

Zenginliğin kıymetini bilmeyen, onu sadece gösteriş için kullanan liderler ve toplumlar, elbette imar ve inşayı ihmal ederler. Oysa ki bugün milyon dolarlarla Avrupa’nın futbol takımlarını satın almak yerine, o bütçeyle bilim insanları yetiştirilseydi; Ar-Ge merkezleri kurulsa, milli savunma sistemleri geliştirilseydi, bugün hiçbir İslam ülkesi bir başka ülkeye muhtaç olmayacak, özgürlük ve adaletle hükmeden bir dünyaya öncülük edebilecekti.

Unutmayalım: İmar, sadece bina dikmek değildir. İmar, aklı ve kalbi inşa etmektir. Şehirlerimizi, yollarımızı, teknolojimizi ve en önemlisi insanımızı imar edemediğimiz sürece; ne kadar lüks içinde yaşarsak yaşayalım, özünde yıkılmış bir medeniyetin gölgesinde kalırız.

Yazarın Diğer Yazıları
Günün Yazıları

Çerez Politikası

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.