47,9504
41,0508
4.477,49
Doğu’nun suskunluğuna, Batı’nın uyanışı eşlik ediyor. Tarih adeta yeniden yazılıyor. Bugün görüyoruz ki güneş doğudan değil, batıdan doğuyor; doğu ise karanlıkta kalmış durumda.
Bir zamanlar Osmanlı, Avrupa’nın bağrına adalet tohumları ekmişti. O tohumlar tarihin karanlık sayfaları arasında kaybolmadı. Bugün Avrupa’nın genç nesillerinde, o adaletin ve hakikatin izleri yeniden yeşeriyor. Sanki Osmanlı Avrupa’ya hamileydi ve orada bir nesil yetişti. Şimdi ise Batı, İslam’a hamile kaldı ve bu doğum gerçekleşiyor.
İslam coğrafyası maalesef kendi iç kısır döngülerinde kör, sağır ve dilsiz hâle gelmişken; Batı’da İslam heyecanla ve coşkuyla yayılıyor. Üniversite sıralarında, sokaklarda, kalabalık meydanlarda Kur’an’a yöneliş, kalplerde iman ışığının parlaması bu gerçeğin işareti. Rabbimizin “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek isterler. Ama Allah, nurunu tamamlayacaktır.” (Saf, 8) ayeti tam da bu çağda tecelli ediyor.
Ve Gazze… Gazze bugün sadece İslam dünyasının değil, tüm insanlığın vicdanına doğmuş bir güneştir. Orada akan kan, Batı’nın vicdanında merhamet kapılarını araladı. Çocukların çığlığı, Batı’da İslam’a yönelişi hızlandırdı. İnsanlar, zulmün karanlığında hakikati aradı ve Kur’an’ın aydınlığına koştu.
Doğu sustu ama Batı haykırdı. Doğu karanlığa gömüldü ama Batı ışığa kavuştu. İslam’ın sesi bu defa Batı’dan yükseliyor. Belki de dünyanın en büyük dönüşümü, hiç beklenmedik şekilde Batı’dan başlayacak. Çünkü Allah’ın vaadi kesindir: O nurunu tamamlayacaktır, isterse bütün kâfirler istemesin.
Bugün bize düşen, bu doğuşu doğru okumak ve yeniden dirilişin heyecanını kuşanmaktır. Zira İslam, Rabbimizin muradıyla asla sönmeyecek bir güneştir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.