Euro

43,2885

Dolar

38,8091

Altın

3.996,59

haberler
SAĞLIK

HÜDA PAR: Tüp bebek tedavi masrafları devlet tarafından karşılansın

HÜDA PAR Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, tüp bebek tedavi ücretlerinin döviz endeksli olması dar ve orta gelirli çiftlerin çocuk sahibi olmalarının önünde bir engel teşkil ettiğini belirtti.
  • Ekleme: 08.05.2025 11:27 Güncelleme: 08.05.2025 11:45
Mevlana EKİCİ
HÜDA PAR: Tüp bebek tedavi masrafları devlet tarafından karşılansın

HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, Meclis’te düzenlediği basın açıklamasında tüp bebek tedavi ücretleri, aileyi değersizleştiren yayınlar ve siyonist terör şebekesinin bölgeye yönelik saldırıları hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Ramanlı, TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’in vefatı nedeniyle ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileyerek, “Ölüm hak, hepimiz faniyiz. Esas olan bu hayatta Rabbimizin razı olacağı güzel işler yaparak ve arkamızdan hoş bir sadâ bırakarak ayrılmak. Bizler yaşarken vazifelerimizi, sorumluluklarımızı yerine getirdiğimiz ölçüde bu hayatı anlamlandırabiliriz.” dedi.

“Tüp bebek yapmak isteyen çiftlerimize imkân oluşturmamız gerekiyor”

Ülkemizdeki doğurganlık oranının azaldığına dikkatleri çeken Ramanlı, “Doğal yollardan çocuk yapma imkânı da azalıyor. Son zamanlarda evlenen çiftlerin doğal yoldan çocuk sahibi olamaması sebebiyle tüp bebek yapma çabalarını hepiniz biliyorsunuz. Ama maalesef bu konuda da ciddi sıkıntılar baş göstermiş durumda… Birçok çift çocuk sahibi olabilmek için tüp bebek yapmaya çalışıyor. Ancak tüp bebek tedavi ücretlerinin dövize endeksli olması ve döviz kurunun da günümüzde yüksek olması sebebiyle özellikle dar ve orta gelirli çiftlerin ya bu umutlarını ertelemesine ya da bu umutlardan mecburen vazgeçmesine sebebiyet vermektedir. Madem ülkemizde doğurganlık oranı düşüyor, genç nüfus azalıyor o halde devlet olarak hükümet olarak hiç olmazsa tüp bebek yapmak isteyen çiftlerimize bir imkân oluşturmamız gerektiğini buradan ifade etmek istiyoruz. Masrafların devlet tarafından karşılanması özellikle dar ve düşük gelirli ailelerin tüp bebek yapma konusunda teşvik edilmesi bu konuda kendilerine maddi destek sağlanması gerektiğini ifade ediyoruz. Mevcut uygulamada biliyorsunuz 5 yıl genel sağlık sigortası primi yatırmış olmak ve 400 gün prime ulaşmış olmak şartıyla kamu tarafından tedavi masrafları karşılanıyor. Bunun biraz daha esnetilmesi gerekiyor. Özellikle yıl şartının ya da prim ödeme şartının dar gelirliler ya da hiç geliri olmayanlar açısından esnetilmesi ve maddi imkânsızlık sebebiyle çocuk sahibi olamayan çiftlerin çocuk sahibi olmasının desteklenmesi gerekiyor. Aynı şekilde anlaşmalı özel hastanelerin de sayısının artırılması kamu hastanelerinde de teknolojik altyapının ve hizmet kalitesinin artırılmasıyla tüp bebek tedavisinde çiftlerimizin çocuk sahibi olabilmesinin önünü açmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“Evlilik destekleri firmalar tarafından suiistimal edilmemeli”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın evlenmek isteyen çiftler için açıkladığı desteklerin olumlu olduğunu ifade eden Ramanlı, sözlerine şöyle devam etti: “Bu desteklerden bir tanesi de 20 firmayla yaptığı anlaşmalarla çeyiz yardımı olarak %35'e varan bir indirim sağlanmasıydı. Bu tür destekler evliliğin teşvik edilmesi, çiftlerin muradına ermesi ve huzurlu bir yuva kurmaları açısından güzel adımlardır. Ama bunun özellikle bu firmalar tarafından suiistimal edilmemesi için de buradan uyarıyoruz, denetimlerin artırılması gerekiyor. Bunun suiistimale açık bir alan olarak kalmaması gerekiyor.”

“Gençlerimizi yuva kurma konusunda morallerini bozacak akımlardan koruyalım”

“Evliliklerin azaldığı bir dönemde maddi yönden evlilikleri teşvik etmek güzel… Ama öte yandan aile kurumunu sarsan aile kurmayı değersizleştiren gayrimeşru ilişkileri, cinsi sapıklıkları öven ve özendiren yayınlara karşı da hükümetin tedbirler geliştirmesi gerekiyor.” diyen Ramanlı, “Bir yandan evliliği teşvik edelim derken öte taraftan toplumun ifsadına yol açacak ve gençlerimizi evlilikten soğutacak bu tür akımların da önüne set çekmek gerekiyor. Mecelle’de meşhur bir kaide vardır ‘Def-i mefâsid, celb-i menâfiden evlâdır’ diye… Yani kötülüğü önlemek, iyilik yapmaktan önce gelir. Bir yandan evliliği teşvik edelim, gençlerimizin evlenmesini sağlayalım, onlara maddi kaynaklar sağlayalım ama moral desteği de sağlayalım. Gençlerimizin evlenmesini engelleyecek, onları mutlu bir yuva kurma konusunda morallerini bozacak bu tür akımlardan da onları koruyalım. Bu yaklaşımımız bütüncül ve iki yönlü olmak zorundadır.” diye konuştu.

“İstikrarsız, düzensiz ve huzursuz bir bölge siyonistlerin hedefidir”

İslam ülkelerini ve bölge ülkelerini siyonist rejimin soykırımlarına karşı tedbir almaya davet eden Ramanlı, “Siyonist terör rejimi sadece Gazze'ye değil Lübnan'a da Yemen'e de ve son zamanlarda Suriye'ye de saldırmaya başladı. Siyonist şebekenin ne yapmaya çalıştığını aslında hepimiz biliyoruz. Onlar işgal ve yayılma politikalarının gerçekleştirilebilmesi için istikrarsız, düzensiz ve huzursuz bir bölge istiyorlar. Bu açıdan Suriye'yi de hedefe almış durumdalar. Suriye'de Dürzileri koruma bahanesi adı altında gerçekleştirdikleri saldırıları buradan kınıyoruz. Sadece kınamakla da kalmıyoruz, İslam ülkelerini ve bölge ülkelerini de bu siyonist rejimin yapıp ettiklerine karşı tedbir almaya da davet ediyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı bir an önce toplanmalı ve siyonist rejime karşı siyasi ekonomik ve eğer mümkünse ileriki safhalarda askeri tedbirler geliştirmelidir. Zira dün Gazze'de olan, sonra Lübnan'da, bugün Suriye'de, kim bilir Allah korusun yarın Türkiye'de karşımıza çıkacak. O yüzden tedbirimizi almak zorundayız. Siyonist işgal rejiminin uzun yıllardır Gazze'de ve Filistin'de yapmış olduğu işgal soykırım ve insanlığa karşı suçlara karşı sessiz kalmak sadece ahlaki değil bölge ülkeleri açısından stratejik bir zafiyetin de göstergesidir. Buna bu zaviyeden bakmak ve hâlihazırda toparlanmaya çalışan ve Esad rejiminden daha yeni kurtulmuş olan Suriye'ye karşı destekleyici, tamamlayıcı ve teşvik edici bir politikayla yaklaşmak ve Suriye'nin de Allah muhafaza etsin Gazze gibi Filistin gibi ya da Lübnan gibi bir duruma düşmesine engel olmak gerekiyor. Sadece kınamak, sadece olumsuz ifadeler kullanmak, siyonist rejimin yapıp ettiklerine karşı bir caydırıcılık içermiyor. Bunu hepimiz biliyoruz. Bu sebeple somut adımların atılması elzemdir, vakti geçmiştir.” şeklinde konuştu. (DOĞRU HABER)

Son Eklenenler

Çok Okunanlar

Çerez Politikası

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.