HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, İstanbul'da basın toplantısında medya temsilcileriyle bir araya geldi. Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, 13 Eylül Cumartesi günü "Toplumsal Mutabakat Arayışı ve Yeni Anayasa" başlıklı bir çalıştay düzenleyeceklerini belirterek, "Türkiye artık bu anayasayla yoluna devam etmemeli, edemez!" ifadelerini kullandı.
"Bu apaçık bir soykırımdır"
Gazze'deki soykırımı gündemlerinin ilk sırasında tuttuklarını ifade eden Yapıcıoğlu, "Bugüne kadar yapılan saldırılarda 70 binin üzerinde şehit var. 10 bin civarında insanın kayıp olduğu, muhtemelen yıkıntıların altında olduğu tahmin ediliyor. 650 bin çocuk çok ciddi bir şekilde açlık çekiyor ve açlıktan ölmek üzere. Gazze halkı sistematik bir şekilde aç bırakma politikasıyla insanî yardımların kasıtlı ve sistematik bir şekilde engellenmesi suretiyle katlediliyor. Bu, apaçık bir soykırımdır. Bütün dünya, insanlığını kaybetmemiş herkes bunun bir soykırım olduğunu söylüyor. Fakat maalesef bazı Batı başkentlerinden, hâlâ 2 yıldır devam eden daracık bir kara parçasında, nüfusun yüzde 5'i katledilmişken, siyonist katil sürüsünün, soykırımcıların, soykırım gibi bir amacının olmadığını dile getirebiliyorlar." dedi.
"Soykırımcı israilin anladığı tek bir şey vardır: Güç"
HAMAS'ın müzakere heyetine ateşkes görüşmeleri sürerken saldırı düzenlediğini hatırlatan Yapıcıoğlu, "Siyonistlerin açıklamalarına göre 10'dan fazla savaş uçağının katıldığı bir saldırı gerçekleşti. Orada da maalesef 6 şehit var. Doha'daki saldırıdan saatler önce biliyorsunuz Sumud Filosu'na Tunus karasularında bir saldırı gerçekleşmişti. O saldırının yankıları devam ederken Katar'da bu olay gerçekleşti. Ve akabinde Katar'daki olaylarla ilgili kınama mesajları yayınlanırken Sumud Filosu'na ikinci bir saldırı daha gerçekleşti. Bütün bunlar bize bir şey gösteriyor ki siyonist katil sürüsü, soykırımcılar asla kınamalarla, şiddetli kınamalarla durmayacaklar. Ne mahkemelerde açılan davalar ne Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin almış olduğu kararlar, bu katil sürüsünü durdurmaya yetmiyor. Anladıkları tek bir şey vardır: Güç!" açıklamasında bulundu.
"Siyonist rejim kuduz bir köpek misali her tarafa saldırıyor"
Siyonist rejimin kuduz köpek stratejisiyle her yere saldırdığını ifade eden Yapıcıoğlu, şöyle devam etti: "Niçin ‘kuduz köpek stratejisi' diyorlar? Bu uyguladıkları stratejinin ismini de kendileri takmışlar. Kuduz bir köpeğin etrafa saldırmak için herhangi bir bahaneye ihtiyacı yoktur. Herhangi bir şekilde tahrik edilmesine, herhangi bir şekilde saldırı tehdidi algılamasına gerek yoktur. O sadece kuduz olduğu için saldırır. Gerçekten orada kuduz bir köpek misali herhangi bir bahanenin arkasına sığınma ihtiyacı bile duymadan her tarafa saldırıyor. İşte son bir yıl içerisinde Filistin, Lübnan, Suriye, Yemen, İran, Tunus, Malta ve en son Katar. Peki, burada duracak mı? Eğer durdurulmazsa asla durmaya niyetlerinin olmadığını açıkça söylüyorlar. Resmen şunu söylüyorlar: Bizim gücümüz var, elimizin yetiştiği her yerde canımızın istediğini istediğimiz zaman vururuz. Sizin de gücünüz varsa gelin bizi güçle durdurun diyorlar."
"Soykırıma ortak olmak istemeyen herkes hava sahasını bütün siyonist uçaklara kapatmalıdır"
"Bölge ülkeleri bütün stratejilerini ve hesaplarını yeniden gözden geçirmek zorundadır." diyen Yapıcıoğlu, "Eğer israili güç kullanmak suretiyle durdurmaya güçlerinin olmadığını düşünüyorlarsa yapabilecekleri şeyler neyse onları masaya yatırmak zorundadırlar. Bizim teklifimiz şudur: Bu soykırıma ortak olmak istemeyen herkes acilen hava sahasını bütün siyonist uçaklara, oradan gelen ve oraya gidecek olan bütün uçaklara kapatmalıdır. Bütün limanlarını işgal altındaki toprakların limanlarına gidecek olan bütün gemilere kapatmalıdır." şeklinde konuştu.
"israili devlet olarak tanımaktan vazgeçin"
29 Ağustos'ta Meclis'te düzenlenen "Gazze Özel Oturumu"nda yaptığı konuşmayı hatırlatan Yapıcıoğlu, "israilin devlet vasfını taşımadığını ve devlet olarak tanınmasından vazgeçilmesi" çağrısını yeniledi.
Yapıcıoğlu, "israil bir terör örgütüdür, bir devlet değildir. Bir devlet gibi davranmıyor. Madem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararlarını bile uygulamıyor biz de o zaman diyoruz ki: Ey bu siyonist katil sürüsünün yapmış olduğu katliamlardan dolayı huzursuz olan, buna itiraz eden, bunu kınayan ülkeler ve bu ülkelerin idarecileri, gelin, israili devlet olarak tanımaktan vazgeçin ya da en azından katliam devam ettiği müddetçe tanıma kararlarınızı askıya alın. Devlet olarak tanımaktan vazgeçince bunun doğal sonuçları olarak ticaret başta olmak üzere bütün diplomatik, askeri ilişkiler, ekonomik ilişkiler de sonlanacak ya da askıya alınmış olacaktır." şeklinde konuştu.
Yapıcıoğlu'ndan siyasi partilere çifte vatandaş siyonistlerin yargılanması için çağrı
Aralık 2023'te Meclis'e sundukları kanun teklifini de hatırlatan Yapıcıoğlu, "Soykırım suçuna iştirak etmiş olan çifte vatandaşların yargılanıp cezalandırılmasına dair kanun teklifimizin ilgili komisyonlarında görüşülmeksizin doğrudan Genel Kurul'un gündemine alınmasına karar verildi. Bir muhalefet partisi tarafından verilmiş olmasına rağmen 8 partinin desteğiyle Genel Kurul'da doğrudan görüşülmesi kabul edildi. Fakat halen Genel Kurul'da görüşülmeyi bekliyor. Meclis'te en büyük gruba sahip olan AK Parti başta olmak üzere diğer bütün siyasi partilere, başka kanun tekliflerini bizim bu teklifimizin önüne almayın ve bir an önce bunu Meclis'te görüşüp yasalaştıralım." çağrısında bulundu.
"Suriye'de korkarım ki iç savaş farklı bir boyutta uzun bir süre daha devam eder"
Türkiye'de yürütülen sürecin Suriye'deki olaylarla bağlantılı olduğu değerlendirmesinde bulunan Yapıcıoğlu, "Suriye'deki gelişmeler bu süreci etkiliyor, inşallah öyle umuyor ve diliyoruz ki olumlu sonuçlanması durumunda sürecin Suriye'ye de olumlu etkileri olacaktır. Biz, Türkiye'de yürüyen bu sürecin başarılı olması için elimizden gelen her türlü katkıyı sunacağız. Suriye'de de bir rejim vardı ve o rejim 14 yıla yakın süren bir iç savaş sonucunda yıkıldı. Şu anda Suriye'de yeni bir devlet kuruluyor. Bu devlet kurulurken oradaki gruplardan herhangi birisi tek başına ‘Bu devleti ben kuracağım ve bu devletin sahibi benim' derse korkarım ki oradaki iç çatışmalar ve iç savaş farklı bir boyutta farklı aktörler arasında uzun bir süre daha devam eder. Bizim başından beri çağrımız şudur: İçerideki herhangi bir mesele emperyalistlere havale edilmeden mutlaka iç dinamiklerle ve orada yaşayan kişiler veya gruplar arasında diyalog yoluyla çözülmelidir. Bölge ülkeleri de kendi aralarındaki sorunları yine emperyalistlere havale etmeden kendi aralarında çözmelidir." dedi.
"Yeni yazılacak anayasada hiç kimse kendisini dışlanmış hissetmemeli"
Yapıcıoğlu, yeni Suriye hükümetinin anaya hazırlıklarıyla ilgili ise "Suriye'de yeni devlet kurulurken yeni bir anayasa yazılacak. Bu anayasa yazıldığında Suriye'deki bütün birbirinden farklı olan gruplar gerek etnik manada, gerek inanç anlamında, gerek mezhep anlamında birbirinden farklı olan bütün gruplar ortak vatanda birlikte yaşama iradesini ortaya koyabilmeli. Yeni yazılacak anayasada hiç kimse kendisini dışlanmış hissetmemeli. Herkes yönetimden pay almalı. Kimsenin ne inancı, ne dili, ne varlığı, ne de o ülke içindeki siyasi ya da kültürel hakları inkâr edilmemeli, yok sayılmamalı. Barış ancak böyle gelir, huzur ancak böyle gelir." değerlendirmelerinde bulundu.
(DOĞRU HABER)